Demirtaş: Seçimi kazanmanın sırrı
Seçim kampanyasını cezaevinden başlatan Selahattin Demirtaş, Artı Gerçek için yazdığı yazıda seçimleri neden hep kötülerin kazandığını anlattı. Demirtaş, “Seçmeni motive ve seferber edemezseniz, heyecan, coşku ve umut yaratamazsanız, taziyeye gitmek gibi hüzünlü, hüzünlü bir kampanya yürütürseniz sonuç peşinen bellidir: KAYBEDERSİNİZ! “
Demirtaş’ın yazısı şöyle:
Seçimleri her zaman yeterli, dürüst, erdemli ve nezih olanlar mı kazanıyor? Cevabımız evet olsaydı, dünya çoktan uygun bir yer haline gelirdi. Bin defa.
Peki uygun bir programa ve güçlü analiz projelerine sahip olmak seçim kazanmak için yeterli mi? Vakur, namuslu, milletini çıkar gözetmeden, karşılıksız sevmek seçim kazanmak için yeterli mi? Yeterli olsaydı, devrime gerek kalmadan devrimciler dünyayı yönetirdi.
Peki seçim nasıl kazanılır veya nerede kazanılır? Seçim sandıkta kazanılır.
Seçim hukuku soğuk, duygudan yoksun, buz gibi. Kim sandıkları doldurup sandıklardan çıkarmayı başarırsa seçimi kazanır.
Sandıklar açılıp geçerli oylar sayılmaya başlandığında zarfın üzerine oy kullanma nedeni yazılmaz, sadece yere mührün basılıp basılmadığına bakılır. O geçerli oyunun tehdit, şantaj, para, aldatma veya seçmen iradesini aldatma yoluyla sandığa girilmesi fark etmez. Seçim kanunu buna bakmaz, en çok oyu alan kazanır. İşte tam da bu yüzden dünyada yapılan seçimlerin birçoğunu kötü insanlar kazanıyor. Çünkü sefiller oy verirken kendilerini şartlara, ahlaka, yasalara bağlı saymazlar. Onlar için her şey bedava. Bu nedenle, halk onlardan bıkana veya profesyoneller mantıklı bir seçim kampanyası yürütmeyi başarana kadar seçimleri kazanmaya devam ediyorlar.
Evet, diğer tüm faktörlerin yanı sıra, seçimler kampanya yürüterek kazanılır. Zulme karşı akılla, zulme karşı mizahla, aptallığa karşı bilimle yürütülen ve elbette sokakları, meydanları boş bırakmayan yeterli bir kampanya seçimleri kazanır. Enayiler bunu yeterince iyi biliyor. Bu nedenle seçim kampanyası sürecinde dikkatinizi dağıtacak inanılmaz şeyler yaparak zekanızı, mizahınızı ve biliminizi devre dışı bırakmaya zorluyorlar. Öfkelenmenizi, duygusal davranmanızı, kontrolü kaybetmenizi bekliyorlar ve başardıklarında da seçimi kazanıyorlar.
Yakın tarihimizden iki örnek 7 Haziran 2015 ve 1 Kasım 2015 seçimleridir. İki seçimin ortasında sonucu belirleyen şey yukarıda anlattıklarımdır.
Seçmeni motive ve seferber edemezseniz, heyecan, coşku ve umut yaratamazsanız, taziyeler pahasına hüzünlü, hüzünlü bir kampanya yürütürseniz sonuç bellidir: KAYBEDERSİNİZ!
Özellikle genç ve bayan arkadaşlarıma Edirne Cezaevi’ndeki bir hücreden davetiye yapmak istiyorum. Bu seçimin kazanılmasını sağlayacaksınız. Heyecan, neşe, zeka, mizah, akıl, sezgi ve sabır… İşin sırrı burada. Çektiğiniz acılar, yaşadıklarımızın yarattığı travmalar seçim kampanyasında bu özellikleri öne çıkarmanızı zorlaştırıyorsa, KAYBEDİYORUZ!
Sefer sırasında bazı iyi niyetli arkadaşlarınız ve her zamanki ama oldukça kötü niyetli rakipleriniz size her zaman acınızı hatırlatacak, yaralarınızı kaşıyacak ve size yeni yaralar açacaktır. Bu acı ve yaraların duygusallığına yenik düşüp sinirlenirsen kontrolü kaybedersin ve ADAM KAZANDIRIR! Sonra size daha fazla acı vermeye devam eder.
Evet gençler hanımlar motivasyon, moral, neşe ve coşku yakalamak için hep bir arada mısınız? O yüzden birbirimizi takip etmeye ve birbirimize güvenmeye devam edelim.
KAZANACAĞIZ, HEP BİRLİKTE KAZANACAĞIZ!
Edirne Cezaevi
gumushacikoyajans.xyz